Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

15. Yüzyılın İkinci Yarısında Anadolu'da Eser Veren Şair ve Yazarlar (1450-1500 arası)

Avnî (F atih Sultan Mehmed) :      İlme, sanata, alimlere ve sanatkarlara çok değer veren Fatih Sultan Mehmed, devlet adamlığı ve komutanlığının yanısıra aynı zamanda iyi bir şair ve alimdi. "Avnî" mahlasıyla şiirler söylemiş olup Osmanlılar'da divan sahibi ilk padişahtır. Şiirlerinde bazı aruz kusurları olmakla birlikte kafiyede kuvvetli bir tasarrufu vardır. İfadeleri açık ve üslubu akıcı olan Fatih Sultan Mehmed şiirlerinde Arapça ve Farsça tamlamalar yerine Türkçe ifadeler kullanmayı tercih etmiştir.

Cemalî (15. yy divan şairi)

   Hayatı:      Fatih devri şairlerinden olan Cemalî, Şeyhî'nin yeğenidir. 1410 veya 1412 yıllarında doğmuş, uzun bir hayat sürdükten sonra II. Bayezid'in saltanatının (1481-1512) son yıllarında vefat etmiş, böylece üç padişah döneminde eserler vermiştir. Cemalî, saraya yakın bir şairdir.

Ahmed Paşa (15. yy divan şairi)

  Ahmed Paşa:      Fatih devrinin önde gelen şairlerinden olan Ahmed Paşa, II. Murad'ın kazaskerlerinden Veliyüddin Efendi'nin oğludur. Edirne'de doğmuş, Bursa'da vefat etmiştir. Tahsilini tamamladıktan sonra Bursa Muradiye medresesinde ilk vazifesine başladı. Ardından 1451 yılında Edirne'ye tayin edildi. Edirne kadılığı sırasında Fatih'in dikkatini çekerek onun nedimi ve hocası oldu. Ardından kazasker ve vezirlik rütbeleri elde etti. Bu görevlere yükselmesinde padişahı medhettiği şiirlerinin yanısıra devlet adamı olarak gösterdiği başarının da payı vardır. Şair ayrıca İstanbul'un fethine de katılmıştır.  

Ahmed-i Dâî "Çeng-nâme"

     - Çeng-name, Ahmed-i Dai tarafından hicri 808, miladi 1405 yılında Yıldırım Bayezid'in oğlu Emir Süleyman adına yazılmıştır.      - 1446 beyitten oluşan bu mesnevi, aruzun  mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün  vezniyle yazılmıştır.      - Eserin konusunu oluşturan "çeng", kanuna benzeyen, dik tutularak çalınan bir sazdır.      - Eser, çengin 24 teli ve doğu müziğinin 24 makamından hareketle 24 bölüme ayrılmıştır.

Şeyhî-Harnâme

Şeyhî - Harname

Aşık Paşa Garib-nâme "Kim alursa bu kitabı yâdına"

Karamanoğlu Mehmed Bey'in 13 mayıs 1277'de "Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda, mecliste, meydanda ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye" şeklinde ferman buyurması, dönemin şair ve yazarlarının Türkçe eser yazmalarında etkili olmuştur. Bu dönemin Türkçe önderlerinin başlıcaları Gülşehrî (öl. 1317), Yunus Emre (öl.1320) ve Aşık Paşa (öl. 1322)'dır. Bu şairlerden Aşık Paşa'nın 10613 beyitli Garib-name isimli mesnevisi, 14. yy'ın en büyük mesnevisidir. Aşık Paşa bu eserinde Türkçenin Arapça ve Farsçadan farkının olmadığını, her dilin doğruyu ve güzeli anlattığını belirtmiştir. O dönemde diğer dillerdekine benzer gramer kuralları tesbiti, sözlük yazımı vb çalışmaların Türkçe üzerinde olmamasından yakınan Aşık Paşa, Türkçeye ilk sahip çıkanlardan biridir. Aşağıda Garib-name'den alınan bir bölüm bu durumdan basetmektedir.

Hz. Mevlana'dan Türkçe gazel: Ussun var ise ey gafil...

Ussun var ise ey gafil aldanmagil zinhar mala Şol nesneye ki sen koyup gidersin ol gerü kala

Yavuz Sultan Selim-Murabba

Yavuz Sultan Selim - Mütekerrir Murabba (tıklayın)